Yaşlı bir Afgan Amerika Birleşik Devletleri'nden kaçarken sınırda yakalanır.FBI tarafından derhal sorguya çekilir.
-Yuttaş niçin kaçmak istiyorsun? diye sorar FBI ajanı
-İki sebepten ötürü efendim,diye cevap verir Afganlı Birincisi ,ABD devleti yıkılırsa sebebini biz Afganlılar'a yıkar diye korktuğum için.İkincisi.... FBI ajanı öfkeyle sözünü keser ve :
-Saçmalama ABD devleti her zamankinden daha güçlüdür.Ve devrilmesi söz konusu bile olamaz.!... Afganlı mırıldanır.
-İşte ikinci sebep te buya efendim...
*********************
Bush ölünce dünyadaki günahlarının keffareti olarak cehenneme gider.Cehennem bekçisi ,Bush'dan kendi cezasını kendisinin seçmesini ister.
Dev tavalarda cayır cayır yanan günahkarların bulunduğu bir yere gelirler .Bush titreyerek
-"Hayııııııır.." diye bağırır.yürürler.Yanan meşalelerle kırbaçlanan günahkarların olduğu bir yere gelirler .Bush inleyrek:
-"Hayıııııır..bu da olmaz!... " der.Devam ederler.Bir odada Jannefer Lopez ile Saddam Hüseyin'i aynı yatakta görünce ağzının suyu akarak:
-"işte tam bana göre bir ceza" diye sevinir Bush.Bu defa şeytan gülümseyerek
-"Maalesef dostum bu ceza Jannefer Lopez'in cezası!...." der.
*********************
Temel ağır hasta olur hastahaneye yatırılır.Fadime kocasının yanından ayrılmaz ama sağlık işlerinin acemisi olduğu için kim hemşire kim doktor bilmemektedir.
Vizitte dolaşan bayan doktoru tanımadığı için gördüğü beyaz gömlekli bayana :
-Hemşire hanum!...seslenir seslenmez çok sinirlenen bayan doktor gayet ciddi:
-Ben hemşire deyil doktorum hemşirenin kebi olur bak benim başımda kep var mı? deyince fadime mahçup bir şekilde:
-Nebileyim ben kebuni duşurduğuni zannettum da!...
*********************
Orta yaşlı yakışıklı adam barda yalnız oturan güzel sarışının yanına sokulmuş.Laf lafı açmış sohbet söz derken eve gelmişler soyunmaya iş varmış.Yatağa uzanırlarken seksi sarışın adama :
-Siz galiba dişçisiniz?.. demiş.
-Evet ama nereden anladınız?
-Yatağa girmeden önce ellerinizi ne kadar dikkatle ,ne kadar titiz sabunladınız,ona dikkat ettimde..
Yarım saat sonra ,seksi sarışın tekrar mırıldanmış.
-Siz aynı zamanda çok usta bir dişçi olmalısınız!..
Adam hafiften kasılıp mağrur edayla "peki bunu nereden anladınız?" demiş.
-Zor olmadı hiçbir şey hissetmedim ki!..
*********************
2. Dunya Savasinda 2 yahudi Almanlara esir olmustur.Bunlardan biri diğerine kendilerine ne yapacaklarını sorar.O da baslar anlatmaya " :
-2 ihtimal var ya
bizi öldürürler yada esir kampina yollarlar.Oldururseler sorun yok kampa
gidersek 2 ihtimal var ya kursuna diziliriz ya da gaz odasında
öldürülürüz.Kurşuna dizilirsek sorun yok gaz odasına gidersek 2 ihtimal var
bizden ya sabun yaparlar yada kağit.Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar
2 ihtimal var ya gazete kağidi oluruz yada tuvalet kağidi.Gazete kağidi olursak
sorun yok tuvalet kağidı olursak iste o zaman boku yedik".
*********************
Baba john oğlunu çağırdı:
-Oğlum Jack atlara vermek için komşunun samanlığından saman çaldın mı?
-Evet baba
-Aferin oğlum
-Peki sabah kahvaltısı için komşunun kümesinden yumurta çaldın mı?
-Evet baba
-Aferin oğlum
-Peki tavuklara vermek için komşunun ambarından tahıl çaldın mı?
-Evet baba
-Aferin oğlum şimdi haydi kiliseye Tanrı ya dua edelim
*********************
Napolyon tutsak olduğu hapishaneden kaçar ver elini Paris yolda kendisine eklenenlerle sayısı günden güne artar ve önüne çıkan orduları bir bir yenip Paris'e varmak üzeredir devlet erkanı bir çare aramaktadır.Sonunda bir köyle gelir ve ben Napoleon'u durdururum der herkes güler ama kaybedecek birşeyleri yoktur kendisine yetki verirler Napoleon'u karşılamak üzere yanına birkaç kişi alır ve Napoleon'un huzuruna çıkar.
Napoleon adamı görür görmez atından atlayıp selama durur birşeyler aralarında fısıldaşırlar sonrada Napoleon geri çekilir,herkesin ağzı açık kalmıştır.Tüm Fransa'yı titreten koca Napoleon ne oldu da bir köylünün önünde selama durdu.Adamları dayanamaz ve sorarlar nedenini Napoleon kıs kıs güler ve :
-Siz bilmezsiniz biz onunla ne b.klar yedik,der kimse birşey anlamaz ama üstelemezler de.Napoleon komutanken orduyu, nöbetçileri teftişe çıkar bakarki nöbetçinin biri silahını bırakmış kendisi çalılıkların arkasında ihtiyaç görmektedir.Sinirlerinir eline silahı alır ve askere dayar
-Çabuk ye onu yoksa ölürsün,asker çaresiz midesi almasada can korkusu mecburen pisliği yemeye başlar,ardından Napoleon yeter der bu kadar ders, silahı bırakır arkasını döner dönmez de asker silahı kapar ve Napoleon'a "kalanını da sen yiyeceksin"der,çok ciddididir.Napoleon çaresiz denileni yapar.Aradan yıllar geçmiştir.Napoleon'u durduran köylü bu askerdir.
*********************
Üç profesör Anadolu'ya doğru otomobilleri
ile yola çıkarlar.Bursa'ya geldiklerinde arabaları bozulur.Yolda kalırlar.Arabalarını
tamir edemedikleri gibi geceye de kalmışlardır. Konaklamak için yer ararlar.Bir
köylünün kapısını çalar ve durumlarını anlatıp kendilerini misafir edip
edemeyeceklerini sorarlar köylü Tanrı misafiri deyip içeri buyur eder profları,
kendisi sobayı yakar ve izin alarak ahıra koyunlarını sağmaya gider.Proflar
sobaya bakarlar soba ayaklarının altına taş koyulmuş yerden yükseltilmiş bir
vaziyette tuhaflarına gider hemen biri söze başlar:
-Bu köylü çok zeki odadaki ısı kaybını
önlemek için sobayı yükseğe kurdu der,diğeri söz alır
-Bence ısınan havanın yükseldiğini
düşünerek önce yukarıdaki havayı daha erken ısıtmaya çalışmıştır der diğeri
ise
-Dışardan gelen havanın soğuk olması fazla
ısı kaybına yol açıyor soğuk ısı aşağıdan gelince sobayı soğutmasın diye
düşünmüştür...tartışmalar sürerken köylü içeri girer ve proflar köylüye
sormaya karar verirler.Köylü:
-Ha o mu efendim sobanın borusu yetmedi bende
çare olsun diye ayaklarının altına taş koyup sobayı yükselttim
*********************
Temel hanımı ölmüş cenaze günü baldızı ile gülüp oynuyor.Bunu gören arkadaşları kendisine sataşmadan edemez :
-Ayıp değilmi? şu cenaze gününde seninde üzülmen gerekirken baldızınla vermişsin oyunu, Allah'tan korkmazsın anladık hiç utanmıyormusun da..Temel bakar durum kötü hemen cevaplar:
-Vallaha çok haklisunuz uşaklar ama ben üzüntümden ne yaptuğumi biliyurmiyum
*********************
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor bir gün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye...
Amerikalı bir saray görür
ve sorar:
-Bu ne kadar zamanda yapılmış?... Temel :
-5 yılda, Amerikalı :
-Yazık bizde olsa 1 yılda yapılırdı.
Biraz sonra bir cami görürler:
-Bu ne kadar zamanda yapılmış,Temel :
-2 yıl, Amerikalı :
-Yazık be
bizde olsa 3 ayda biterdi, Temel çok kızar duruma...
Biraz sonra bir tarihi yapı daha göruyorlar..yine soruyor Amerikalı... Temel :
-2 ay, diyor.
Amerikalı yine :
-Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, der
Temel iyice sinirlenir.Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar...
Amerikalı köprüyü göstererek:
-Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diye sorar: Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp :
-Hangisi? Bu mi? Bu dün burada yoğidi
ki ....